İMO Bursa Çalışma Grubu

OY KULLANMA ŞEKLİ

  • Sandık kurulunun size vereceği boş kağıda yönetim kurulu asil ve yedek üyelerimizin isimleri el ile yazılacaktır.
  • Turkuaz renkli delege listemiz mühürlü olarak Sandık Kurulu’nca size verilecektir.
  • Elle yazmış olduğunuz yönetim, asil ve yedek listesi, matbu olarak verilen mühürlü delege listemizle birlikte zarfa konularak sandığa atılacaktır.
  • Örnek olarak verilen delege listesi, kesinlikle zarfa konulmayacaktır.
  • İsimlerin, eksik veya hatalı yazılması o kişiye verilen oyun geçersiz olmasına sebep olacaktır.
  • Aday meslektaşımızın adaylığı sadece yazılı olduğu (yönetim kurulu asil/yedek veya genel merkez delegesi) alanda geçerli olacaktır. Oyunuzun geçerli olması için aday meslektaşımızı doğru alana yazmış olmanız önemlidir.
  • Matbu olarak verilen mühürlü delege listesinde bulunan ancak delege olmasını istemediğiniz adayın üzerini çizerek oy vermemiş olursunuz.

1. Yapılandırma Çalışmaları

1. 1. TMMOB Yapılanması

6235 sayılı TMMOB yasası 1954 yılında çıkarılmış olup meslek odalarının tüzel kişilik kazanması açısından çok önemli bir kanundur. Ancak o günün şartlarında oluşturulmuş bu yasa ile bugün mühendis ve mimarların yaşadığı problemleri çözüme kavuşturmak, ihtiyaçlarını karşılamak ve üyelerinin bu birliğin gerekliliğine inancını sürdürmek mümkün olamamaktadır.

1954 yılında kuruluşunda; 10 Odası ve yaklaşık olarak 8.000 üyesi bulunan TMMOB‘nin, 2023 yılı sonu itibari ile oda sayısı 24, üye sayısı ise yaklaşık 700.000 civarında olmuştur. TMMOB da 70 yıldır sürdürülen merkezi demokrasi anlayışının, yerinden yönetime dönüşmesinin temsil ve müdahale açısından son derece faydalı olacağı açıktır.

İMO Genel Merkez seçimleri temsil anlamında katılım eşitliği sağlamadığı için demokratik olmaktan çok uzaktır. Türkiye’nin 81 ilinde kamuda çalışanlar hariç mesleğini icra eden her inşaat mühendisinin üye olmak zorunda olduğu meslek örgütümüz, sadece 26 şube ile hizmet vermekte ve seçimlerini bu şubelerin üye sayılarına göre belirlenen delegeler ile yapmaktadır. Katılımın önüne türlü engeller konularak gerçekleştirilen seçimlerde, seçilen delegelerin üyelerin iradesini yansıttığını söylemek mümkün değildir. Son seçimlere katılım oranlarına baktığımızda; o tarihte 5736 üyesi bulunan İMO Bursa Şube’sinden seçilen 26 delegenin yaklaşık 2333 oyla belirlendiği, 25.000 inşaat mühendisinden fazla üyesi olan İMO Ankara Şubesi’nden seçilen 150 civarı delegenin ise sadece 1502 oy ile belirlendiği bu seçimlerde meslektaşlarımızın iradesinin sandığa yansımadığı görülmektedir.

Bursa Şubemizde yapılan seçimlerde Kütahya, Bilecik ve Yalova temsilciliklerimizde ve uzak ilçelerde yaşayan üyelerimizin seçimlere katılımları hususunda büyük problemler yaşanmaktadır. Durumu daha somut hale getirmek için başka bir örnek vermek gerekirse; bağlı olduğu şubesine 439 km uzakta olan Sivas ilimizdeki meslektaşlarımızın bu kadar mesafe kat ederek oy kullanmalarını beklemek ne kadar gerçekçidir? Yılın ulaşım anlamında en zorlu mevsiminde, bu kadar büyük mesafeleri, demokratik haklarına sahip çıkmak için aşmaya çalışan meslektaşlarımızın sandığa bıraktıkları sadece oyları değil aynı zamanda yüce gönülleridir. Bu anlamda Ankara Şube’ye bağlı Bartın, Bolu, Karabük, Kırşehir, Nevşehir, Sivas, Kayseri, Çorum, Kastamonu ve Zonguldak’ta yaşayan meslektaşlarımızın özellikle Şubat ayında yapılan seçimlerde sandığa katılımı ne derece mümkün olabilmektedir? Bu anlamda seçim gerçek bir teferruattır. Sorgulanması gereken en önemli mevzu bu mesafelerdeki meslektaşlarımızın sorunlarına çözüm, mesleki ve sosyal gelişimlerine katkı koyma noktasında nasıl hizmet verildiğidir? Hem temsil hem hizmet açısından en doğru yaklaşımın il odalarını hayata geçirmek olduğu yadsınamaz bir gerçektir.

Mühendisler arasında seçim yapılırken sandıklara ihtiyaç duyulması bile içinde bulunduğumuz çağa ve icra ettiğimiz mesleğe uyumsuzdur. Kurulacak bir sistem ve elektronik imzalama araçları ile üyelerimizin demokratik haklarını kullanmaları külfet olmaktan çıkacak, iradeleri sandığa yansıyacaktır. Bu sistemi hayata geçirmenin önündeki engeller aşılana kadar yerelde sandıklar kurulması yönünde elimizden gelen gayreti göstereceğiz.

Birlikten doğacak güce inanmakla birlikte; güç için insanları böylesine hantal bir yapıda bir arada tutmaya devam etmenin, işleyiş açısından yaşanan zorlukları göz ardı etmenin, üyelerimizin birlikteliğe olan inancını zedelediği görüşündeyiz. Sessiz çoğunluğun sesli hale gelmesi için, örgütlenmenin yaygınlaştırılması için, egemenliğin örgütlü azınlığın elinden alınması için; her dönem yaptığımız gibi 6235 sayılı TMMOB yasasının değiştirilerek günümüz koşullarına uygun hale getirilmesi ve en kısa sürede İl Odacılığı sistemine geçilerek meslektaşlarımızın üyesi olduğu meslek kuruluşundan hakkı olan hizmeti almasının sağlanması adına gerekli her türlü çalışmayı yapmaya devam edeceğiz.

1. 2. Temsilcilikler

81 ilde 24 şube ile temsil edilemeyen mesleğimiz yıllardan beri dile getirmiş olduğumuz yeniden yapılandırma gerekliliği; Genel Merkez Yönetim Kurulları tarafından geçtiğimiz yıllarda en azından somut kriterlere bağlanmış olsa da bahsi geçen kriterler yarardan çok zarar getirmektedir. Zira getirilen kriterler yeni şubeler açılmasındansa mevcutların dahi bunlara uyamaması dolayısı ile neredeyse kapatılmasına sebep olabilecek boyuttadır. Sadece bu bile çağdaş olmaktan uzak Genel Merkezimizin zihniyetini ortaya koymaktadır.

İMO Bursa Şube’ye bağlı Kütahya, Bilecik ve Yalova illerine bağlı Kıymetli Meslektaşlarımızın haklarının savunulmasını, katılımcılığının artmasını ve sorunlarının çözülmesini sağlayabilmemizin tek yolu İl Odacılığına geçiş ile mümkündür. Bu da ancak doğru örgütlenme ile söz konusu olabilecektir. Biz bu yolda yapılması gereken bütün çalışmaları yaparak bütün gayretimizle müspet sonuçlar almaya çalışacağız.

Mevcut şartlar altında mesafe nedeniyle illere ulaşım problemi çeken ilçelerde yaşayan meslektaşlarımızın kendilerine ait mekanlarda kurulan temsilcilikler vasıtasıyla her türlü hizmete ilk elden ulaşması gerekliliğine inanmaktayız. Üye ihtiyaçlarının daha iyi karşılanabilmesi adına temsilciliklerimizin mekânsal sorunlarının çözüme kavuşturulması için gerekli her türlü çalışmayı yapacağız.

Üyelerimizle etkileşimi artırmak adına odamızda gerçekleştirilen seminer, toplantı ve sunumları web sayfamız aracılığıyla kendilerine ulaştıracağız.

Yıllardır Bursa’da 19 Aralık İnşaat Mühendisliği Gününde gerçekleştirilen kutlama organizasyonunu temsilciliklerimizde de gerçekleştireceğiz.

Temsilciliklerimizde yapılacak seçimler ile temsilcilerimizi belirleyeceğiz. Yeterli mühendis sayısı bulunan temsilciliklerimizin de birer şube gibi kendi seminer ve toplantılarını organize etmelerini, kendi alt komisyonlarını kurmalarını, kendi kamu kurumları ve belediyeleri ile protokoller oluşturmalarını destekleyeceğiz. Merkezden hizmet ve çözüm beklemek anlayışını değiştirerek, merkezle hizmet ve çözüm üretmek anlayışını getireceğiz.

Yapacağımız bölgesel toplantılar ile temsilciliklerimizin sorunları ve çözüm yollarını hep beraber tartışarak bölgelerdeki üyelerimizin katılımcılığını artıracağız.

Yerel yönetimler ve kamu kuruluşlarındaki temsilcilerimizle üyelerine daha yakın, sorunlarından daha haberdar, daha aktif bir oda olma gayreti göstereceğiz.

2. Üye Sorunları

2. 1. Yetkin Mühendislik

Meslek alanımızı düzenleyen en temel mevzuat; 1938 yılından kalma, 3458 Sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkındaki Kanun’dur. Bu kanun bugün maalesef yetersiz kalarak mesleki gelişimin önünde bir engel haline gelmiştir.

Meslek alanımız zemin ve temel etütlerinden şantiye şefliklerine kadar son yıllarda farklı meslek mensuplarının baskısı altındadır. Buna karşılık meslek yasamız bunu önlemeye yetmemekte ve mutlak surette yenilenmesi gerekmektedir.

Ayrıca mühendislerin yetkinliklerinin arttırılması için yapılan tüm düzenlemelerin iptal kararlarının altında bu kanun yatmaktadır. 86 yıl önce yürürlüğe giren bu yasaya istinaden, bir mühendis mezun olduğu andan itibaren; su yapılarından yüksek yapılara, yollardan köprülere kadar her türlü yapıya imza atabilmektedir. Bir mühendisin bu kadar çok konuya hâkim olması mümkün değildir. Mesleki alanda uzmanlaşma ve yetkinleşme yaşanan bir çok problemi ortadan kaldıracaktır. 2011 yılında AFAD önderliğinde hazırlanan 2023 Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı’nda da yer alan yetkin ve profesyonel mühendislik vurgusu maalesef bir türlü gerekli düzenlemelerle yeterli yasal altyapıya kavuşamamıştır. Bilgisi ve tecrübesine değil formalite haline gelmiş imzasına ihtiyaç duyulan bir meslek haline gelmemek için gerekli düzenlemelerin hızlıca yapılması şarttır.

6 Şubat Kahramanmaraş depreminden sonra 12 Mayıs 2023 tarihinde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yayınlanan yönetmelik değişikliğine göre; sadece proje müelliflerine belli sınırlamalar getirilmiş olup; imza atılabilecek kat adedine sınırlamalar eklenmiştir. Buna karşın aynı projelerin uygulamalarında şantiye şefliği için herhangi bir yeterlilik kriteri belirlenmemiş olması yasa ve yönetmeliklerde hala ne kadar çok boşluk ve zafiyetlerimiz olduğunun güzel bir örneğidir. Bu yönetmelik değişikliği asla yeterli değildir. Olması gereken 3458 Sayılı Kanun’un günümüz ihtiyaçlarını karşılayacak ve uzmanlaşmayı ön plana çıkaracak şekilde değiştirilmesidir.

Ülkemizdeki mühendislik hizmetlerinin kalitesinin artması ve kamu yararı için son derece önemli olan bu düzenlemeler, daha fazla vakit kaybedilmeden hayata geçirilmelidir. Yetkin mühendislik konusu çözüme kavuşuncaya kadar gerekli çalışmaları gerçekleştireceğiz.

2. 2. Kamuda Çalışan Üyelerimiz

Mesleğimizin faaliyet gösterdiği en önemli alanların başında kamu sektöründe gerçekleştirilen projeler yer almaktadır.

Planlanma, projelendirilme, yapım ve kontrol aşamalarında faaliyet gösteren meslektaşlarımız, maddi ve manevi aldıkları sorumluluklar ile devlet yatırımlarında belirleyici ve aktif rol üstlenmektedir.

Kamu yatırımlarına ayrılan ödenekler ve yapılan projelerin sözleşme bedellerinin büyüklüğü kamu sektöründe çalışan meslektaşlarımızın aldıkları sorumlulukların önemini bizlere göstermektedir.

Kamuda çalışan meslektaşlarımızın atamalarının yeterlilik ve liyakat temelinde gerçekleştirilmemesi, kamu kurumları arasındaki maaş farklılıkları, tazminat ve özlük haklarının korunması ile taşeron-sözleşmeli personel mağduriyetlerinin giderilmesi hem meslektaşlarımız hem de kamu yararı açısından önemle üzerinde duracağımız konular olacaktır.

Meslektaşlarımızın toplu olarak çalıştığı tüm kamu kurumlarında; görev alacak temsilciliklerimiz vasıtasıyla, yaşanan sorun ve taleplerin çözüme kavuşması noktasında sürekli iletişim halinde olacağız.

2. 3. Serbest Çalışan Üyelerimiz

İnşaat Mühendisliği’nin faaliyet alanlarının başında yapının tasarımı ve projelendirilmesi gelmektedir. Bu projelendirme safhalarında faaliyet gösteren SİM ve İTB sahibi meslektaşlarımızın en önemli sorunu Emek-Kalite-Ücret dengesinin bozulmuş olmasıdır.

Projelerde belirli standardın ve kalitenin sağlanamaması; proje maliyetlerinin artması, odalarda proje kontrolünün yapılamaması ve meslektaşlarımızın odalarına karşı aidiyet, meslekte birlik ve dayanışma duygularının kaybolmasından kaynaklanmaktadır.

Odamız tarafından projelerin kalitesinin arttırılması, TBDY-2018 e göre standardın sağlanması amacıyla yerel belediyeler ile  protokoller yaparak, toplam proje kalitesini artırmayı dolayısı ile proje bedellerini hak ettiği değerlere taşımayı hedeflemekteyiz.

Mesleğimizde ve projelendirilmede kalitenin arttırılması, meslektaşlarımız ile oda arasındaki bağı kuvvetlendirmek ve aidiyet duygusunu sağlamaktan geçmektedir. Bunun ilk ve en önemli adımı daha fazla yetkiler ve sorumluluklara sahip akademik odaların İL ODACILIĞI sistemi ile il merkezinden yönetilmesidir. İl Odacılığı sistemi ile tam yetkilendirilmiş; mesleğimiz, meslektaşlarımızın ve kent sorunları ile ilgilenen, sadece mesleğimizin siyasetini yapan bir akademik oda anlayışı ile meslektaşlarımızın odaya karşı aidiyet duygusu ve güveni artacak, İMO çatısı altında yeniden birleşmeleri ve asgari ücret tarifeleri hususunda gerekli yaptırımların uygulanması sağlanacaktır. Bu sayede Emek-Kalite-Ücret dengesi sağlanabilecektir.

2. 4. Müteahhitlik ve Şantiye Şefliği Hizmeti Veren Üyelerimiz

Tasarlanan ve projelendirilen eserleri uygulama tecrübesi ile meydana getiren, müteahhitlik ve şantiye şefliği faaliyet alanlarında hizmet veren meslektaşlarımız sektörde yaşanan krizlerden ve sorunlardan etkilenen grupların başında gelmektedir. Son yıllılarda sektörde yapılan bazı düzenlemeler maalesef yaşanan sorunlara çözüm olamamıştır. Özellikle ekonomik kriz etkisi ile daralan inşaat sektöründe şantiye şefliği yapan meslektaşlarımız, gerek farklı mühendislik disiplinlerinin imza yetkisi olması gerekse inşaat mühendisi sayısının sektörün ihtiyaçlarına oranla fazla olması dolayısı ile işsizlik, düşük ücret ve özlük haklarından mahrum bırakılma sorunları ile boğuşmaktadır.

İnşaatlarda çalıştırılan taşeron ve işçilerin müteahhit veya yöneticilerle yaşadıkları maddi manevi sorunlar sebebi ile gerçekleştirilen üretimin kalitesi her zaman istendiği seviyede olamamaktadır. Günlük yevmiyesi ile günlük yaşayan işçilerden; inşa ettiği yapının kullanım ömrü boyunca mal ve can güvenliğini düşünerek hareket etmesi beklenemez. Ne yazık ki mesleki yeterlilik belgesi de işçileri istenen düzeyde nitelikli hale getirememiştir. Bu nedenle güvenli yapı oranının artması, her inşaatta denetim ve kontrol mekanizmalarının işler hale gelebilmesi her şantiyede bir şefin tam zamanlı olarak görevlendirilmesi ana hedefimizdir. Şantiye şefliği deprem kuşağında yer alan ve depremle yaşamak zorunda olan bizler için milli güvenlik meselesi haline gelmiş bulunmaktadır.

Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmelikte yapılan değişiklikler olumlu olmakla beraber kesinlikle yeterli değildir. İşveren vekili olarak iş güvenliği dahil yaşanacak her türlü sorunun doğrudan sorumlusu olacak şantiye şeflerinin görevlerini hakkıyla yapabilmeleri çin ‘’Her Şantiyeye 1 Şef. Bir Şantiyeye 1 Şef.’’ söylemi ile hareket edeceğiz. Şantiye şefliği ve saha mühendislerinin hukuki sorumlulukları, özlük hakları, aldıkları sorumluluklar ve sorumluluğunu taşıdıkları metrekare mertebesinde ücretlerinin artırılması için gerekli tüm çalışmaları sürdüreceğiz.

2. 5. Yapı Denetim Alanında Çalışan Üyelerimiz

4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun ile büyük umutlarla devreye giren yapı denetim sistemi, 2019 yılında elektronik ortama geçirilerek yapılan revizelere rağmen sağlıklı bir işleyişe kavuşturulamamıştır. Yapılan yeni düzenlemeler ile denetim bedellerinin düşürülmesi yapı denetim sisteminin işlerliğinin önüne konulmuş engellerden biridir. Birer ticari işletme olan yapı denetimler haklı olarak kar edemeyecekleri işlerin sorumluluğunu almak istememektedir. Bunun sonucunda yapı sahipleri ve müteahhitler; projelerini kabul edecek bir yapı denetim bulmak için adeta kapı kapı gezmek durumunda kalmaktadır, sistem daha ilk aşamada tıkanmaktadır.

Düşük kâr marjıyla çalışmak zorunda kalan yapı denetimler masrafları kısmak için personel giderlerini en az seviyede tutmaktadır. Böylece yapı denetimlerde nitelikli işgücünden vazgeçilerek asgari ücretle çalıştırılan mühendisler ordusu yaratılmaktadır. Deneyimli, nitelikli üyelerimiz yapı denetimlerde çalışmayı tercih etmemektedir. Hatta sistemde çok sayıda; cep harçlığına ve günlük sigorta ile çalışan imzacı mühendisler mevcuttur. Gelinen noktada işsizlik tehdidine karşın yapı denetimlerde çalışan meslektaşlarımız; üstlendikleri sorumlulukların karşılığı olmayan, meslek onuruna yakışmayan ücretlere razı gelmektedir. Kurgusu yanlış olan bu sistemin, sahada doğru işlememesinin sorumluluğu yok pahasına çalışan deneyimsiz inşaat mühendislerinin omuzlarına yüklemektedir. Yaşanan son deprem acı bir şekilde göstermiştir ki büyük umutlar bağlanan denetimli binaları da gönül rahatlığıyla kullanmak söz konusu değildir. Yapı denetim sisteminin yarattığı çıkmazdan kurtulmanın en kolay yolu; ücret politikalarının değiştirilmesi, yapı denetim çalışanlarına oda tarafından belirlenen asgari ücret tarifesinin uygulanması ve böylece nitelikli işgücünün sektöre çekilmesidir.

Yapı denetimlerin işler bir uygulama haline gelmesi ve meslektaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesi için konunun aktörleri ile gerekli iş birliklerini gerçekleştirerek çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

Yapı denetim kuruluşlarının farklı kurumlar arasındaki uygulama ve yorum farklılıklarından dolayı yaşadıkları sıkıntıların giderilmesi adına kurumlar arası ortak dil oluşturulabilmek için gerekli organizasyonları hayata geçireceğiz.

Yapı denetim ve yapı denetim çalışanları komisyonu kurarak gerek yapı denetimlerin gerekse yapı denetimde çalışan meslektaşlarımızın sıkıntı ve sorunlarına ivedilikle çözüm üreteceğiz Yapı denetim kuruluşunda çalışan meslektaşlarımızın bilgilerinin güncellenmesi adına kontrol ve uygulamaya yönelik eğitim programları ve kurslar düzenleyeceğiz.

2. 6. Yeni Mezun Üyelerimiz

Son yıllarda inşaat mühendisliği bölümleri ve kontenjanlarında yaşanan plansız artışlar, bölümlerin laboratuvar vb. gibi teknik donanım açısından imkânsızlıkları, akademik kadroların nicelik ve nitelik olarak yetersizliği gibi nedenler inşaat sektörüne; ihtiyaçtan fazla, teknik bilgisi ve özgüveni eksik meslektaşlarımızın katılmasına neden olmaktadır. 

Bu bağlamda mesleğimizin değerinin ve kalitesinin arttırılması amacıyla; bölüm ve kontenjanlarda düzenlemelerin sektörün ihtiyacına göre planlanması, bölüm baraj sıralamasının revize edilerek 100.000 lerin altına çekilmesi ve daha kaliteli bir eğitim anlayışı düşüncesi ile gerekli yasal düzenlemelerin yapılması en önemli hedeflerimiz arasında olacaktır.

Mesleğimizi geleceğe taşıyacak olan genç meslektaşlarımız ve inşaat mühendisliği hayali kuran gençlerimiz ile meslek tanıtım günleri, söyleşiler ve sosyal etkinlikler ile bir araya gelerek mesleğimiz ve meslek odamız hakkında paylaşımlarda bulunacağız. Odamızda kimlik törenleri düzenleyerek; gençlik komitesi, yönetim kurulumuz ve mesleğe yeni katılan genç meslektaşlarımız ile bir araya geleceğiz. Bu etkinliklerimiz ile genç meslektaşlarımız ve odamız arasında aidiyet köprüleri kurarak odamıza olan bağlılıklarını sağlayacağız.

Genç meslektaşlarımıza yönelik planlanan eğitim programları, seminerler ve sosyal etkinlikler ile gelişimlerine katkı sağlayarak hem teknik hem de sosyal açıdan topluma faydalı bireyler olmalarını sağlamayı hedeflemekteyiz.

Ekonomik kriz etkisi altında her geçen gün daralan inşaat sektöründe yaşanan işsizlik problemine çözüm üreterek, yeni mezun meslektaşlarımıza alan oluşturabilmek adına İŞKUR, yerel yönetimler ve kamu kurumları ile iş birlikleri gerçekleştireceğiz. Meslektaşlarımızın İMO’nun belirlediği mühendis asgari ücretin altında maaş almasının önüne geçmek için gerekli çalışmaları ve protokolleri yapacağız.

3. Kent Sorunları

3. 1. Depremsellik, Yapı Stoku ve Kentsel Dönüşüm

Ülke topraklarının %60 ının 1. ve 2. derece deprem bölgesinde olması ve ülke nüfusunun %70 ve ülke sanayi tesislerinin %75’ inin deprem tehlikesi altında olması, mevcut yapı stokunun büyük bir kısmının deprem güvenliğinin bulunmaması, mühendislik hizmeti almamış, çarpık ve kaçak yapılaşma neticesinde, olası bir depremde ciddi can kayıplarının oluşması muhtemeldir. Bilindiği üzere önemli olan depremin büyüklüğü, şiddeti değil, binaların depreme dayanıklı olup olmamasıdır. Depreme karşı güvenliği olmayan yapıların güçlendirilerek depreme dayanıklı hale getirilmesi ertelenmemesi gereken bir husustur. Ülkemizin ekonomik durumu göz önüne alındığında %60 daha az maliyetli olan güçlendirme çalışmalarına öncelik verilmesi gerekmektedir. Ancak onarım ve güçlendirme çalışmaları ekonomik olarak rasyonel değilse yıkılıp yeniden yapılması yoluna gidilmelidir.

Bütün bu bilgilerin ışığında kentsel dönüşüm kavramına bir göz atacak olursak; sosyal boyutu, kentsel boyutu, finansal boyutu, yasal boyutu, yıkım ve geri dönüşüm boyutu ile son derece önemli konuları içeren “dönüşüm” kavramı iyi irdelenmeli ve iyi uygulanmalıdır. Bu nedenle kent yaşamına sadece mekânsal ölçekte bakmamak gerekmektedir. Planlı bir kentsel dönüşüm alt yapı- yol – yeşil alan – sosyal donatı alanı – eğitim alanları- ibadet alanlarının bütünsel planlanması ile yapılmalıdır. 2012 yılında çıkartılan “6306 sayılı Afet Riski Altında Bulunan Alanların Dönüştürülmesi Yasası” ile şehir planlamasında önemli bir adım atılmıştır. Fakat dönüşümün bütüncül olarak ele alınmaması, sosyo-ekonomik boyutun doğru hesaplanmaması gibi nedenlerle bir takım sorunları da beraberinde getirmiş durumdadır.

Türkiye’de kentsel dönüşüme riskli alanlardan önce rantsal değeri ve esas itibari ile Gayrimenkul projesi geliştirme mantığıyla  başlanması nedeniyle istenilen aşamaya gelinememiştir. Maalesef bu anlayış Kentsel Dönüşüm projelerinin de kendi ruhuyla gelişememesinin nedenlerinden biri olmuştur. 7 milyon konut dönüşüm için beklemeye devam etmektedir. Bursa’da da ne yazık ki benzer kötü örnekleri mevcuttur. Dönüşümde yık-yap (Gayrimenkul proje geliştirme) anlayışı ile ilerlemeye çalışılmaktadır. Burada öncelikle ve ivedilikle yapılması gereken en önemli şey riskli bina envanter çalışmasıyla, olası bir deprem anında can kaybının yüksek olacağı bölgelerin tespit edilmesidir. Ardından 6306 Sayılı Kanun’da yaşanan sıkıntılar giderilerek kentsel dönüşüm çalışmalarına bütüncül bir anlayışla devam edilmeli, yasal alt yapı hazırlanarak çöküntü alanlarındaki dönüşümde geç kalınmamalıdır

Bursa özelinde baktığımızda konut stokunun yaklaşık %60 ı risk taşımaktadır Elimizdeki istatiksel bilgilerden yola çıkarak, bu yapı stokunun yaklaşık %5 ile %12 si arasındaki kısmının deprem anında çökebileceğini düşünürsek kentimizde olası bir depremde yıkılması muhtemel hiç de azımsanmayacak sayıda bina mevcuttur. Belediye meclislerimizden bir yılda dönüşümle ilgili geçen plan değişikliklerinin sayısını dikkate aldığımızda ortalama 75 yıl gibi bir süreye ihtiyaç duyulmaktadır. Bu pratik hesapla bile kentsel dönüşüm sürecinin doğru yönetilmediği gerçeğinden bahsedilebilir.

Bu gerçekten hareketle başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere merkez Osmangazi ve Yıldırım Belediyeleri Mahalle veya Plan ölçeğinde dönüşümü öncelemeye başlamışlardır. Doğru bir adım olduğunu düşündüğümüz bu çalışmaları sonuna kadar destekleyeceğiz.. Kentsel Dönüşümde bütüncül planlama nihai hedefimizdir.

Sonuç olarak Riskli yapı stokundan kurtulmak için kentin çeşitli noktalarında ilan edilen riskli alanlarda yeni cazibe merkezleri yaratılmalı, vatandaşlara uygun model ve örnekler sunulmalıdır. Depreme dayanıksız konutundan, rant beklentisi içerisine girmek uzun vadede vatandaşlarımızın aleyhine olacaktır. Vatandaşın dönüşümün bir parçası olması için risklere karşı ikna edilmesi gerekmektedir. Çünkü vatandaşa rağmen dönüşüm mümkün değildir.

Kentimizin ve ülkemizin içinden geçtiği kentsel dönüşüm ve yapı yenileme çalışmalarını; yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen çok kıymetli bulmakla birlikte, yapacağımız panellerle, vereceğimiz röportajlarla, görüşeceğimiz yöneticilerle daha iyiye gitmesi için elimizden gelen en büyük gayreti göstereceğiz.

3. 2. Planlama

Bursa’mızın Anayasası olan ve uzun zamandır Bursa gündeminde olan lakin tüm paydaşların ortak kararı ortaya çıkmadığı için onaylanmayan 1/100.000 Çevre Düzeni Planı Revizyonu için ısrarcı olup, tüm Bursa’nın kabul ettiği bu plan için ısrarcı ve öncü olacağız Aynı zamanda Ulaşım Master Planı’nın revizyon haliyle de uyum içinde olması ve  1/100.000 Ana Plan çerçevesinde plan notları ve üst planlarında aynı titizlikte elden geçirilip kullanılır hale getirilmesi için Bursa’nın hakkını savunacağız.

Şehrimiz bünyesinde barındırdığı geniş imkânlar sebebiyle geçtiğimiz 30 yılda büyük göçler almış, dolayısıyla kent yaşamı içerisindeki tehlike ve riskler gün geçtikçe daha çok kişi tarafından paylaşılır olmuştur. Bu durum planlamayı sağlıklı ve yaşanabilir kent kurgusundan daha önemli bir hale getirmiştir. Şehrimiz deprem, taşkın, heyelan vb. risklerle çeşitli düzeylerde karşı karşıyadır. Özellikle önümüzdeki 30 yıl içinde Marmara Depreminin bir benzerini yaşama ihtimalimiz %62 olarak hesaplanmaktadır. Kentsel risk değerlendirme çalışmalarını içeren bir mekânsal planlama yaklaşımı, olası afetlerin olumsuz etkilerini azaltmada oldukça etkili olacaktır. Bunun için kentimizdeki mevcut yapı stoku incelenerek risklerini ortaya koymadan yapılmış veya yapılacak olan hiçbir plan çalışmasının yeterli olmayacağı açıktır.

Şehirsel çevre hakkında alınan kararların ve uygulamaların, olası afet zararlarını azaltabilmek için, söz konusu afetler gerçekleşmeden önce hazır olmak kaygısı güdülerek oluşturulması önem taşımaktadır. Yaşam alanlarımızı oluşturan konut, iş yeri, ulaşım alt yapı gibi gereksinimleri karşılarken, doğal ve kültürel kaynakları koruyarak yaşanabilir bir fiziksel çevre oluşturulmasına özen gösterilmelidir.

Yeni sanayi alanlarının batıya doğru ilerledikçe gerekli iş gücünün daha da doğuda kaldığı düşünülecek olursa, her gün doğu-batı, batı-doğu arasında şehir merkezi boyunca işçi taşıma faaliyetlerinin arttığını gözlemleyebiliyoruz. Dolayısıyla şehir içi trafiğine çözüm bulamadığımız gibi yeni ve daha büyük yükler eklemeye de devam ediyoruz. Yeni dönemde de devreye girecek yeni sanayi alanları ve beraberinde gerekli olacak iş gücü için ihtiyaç olacak yaşam merkezleri, uydu kentler gibi gereksinimlerin takipçisi olacağız.

Aynı zamanda Bursa’nın Anayasası olarak gördüğümüz, 1/100.000 Çevre Düzeni Plan çalışmalarında tespit ettiğimiz eksiklikler ve ilavelerimizle birlikte diğer tüm meslek odalarımız ile koordineli olarak sürdüreceğimiz çalışmalarımız kararlılıkla devam edecektir.

Bütün bu bilgiler ışığında şehrimizin gerekli planlama çalışmalarından nasibini alamadan hızla büyüdüğünden, bunun getirisi olarak hızla alınan kararların yanlışlığından ve bu yanlışlarla şehrimizin cazibesini hızla kaybettiğinden bahsedebiliriz.

Akademik odalarımızla birlikte yapılması gerekenleri ve yanlışları dile getirerek gerekli kamuoyunu oluşturmaya çalışacağız.

3. 3. Ulaşım

Devreye alındığı 2020 yılından beri gerisinde kaldığımız 2035 Ulaşım Master Planı’nın  yeni ve Bursa merkezli revizyonu için komisyonlarımızla çalışmalar yaparak gerekli düzenlemelerin yapılması için gayret göstereceğiz.. Bursa için önceliklileri belirleyip Bursa’nın anayasası olarak gördüğümüz 1/100.000 Çevre Düzeni Planı’na uyumlu hale gelmesi için.gerekli önerilerde bulunacağız. 

Şehrimizin sanayi, ticaret ve sosyal açılardan gelişmiş ve yaşanabilir olmasının en önemli şartı kent içi ve kent dışı ulaşım problemlerinin çözülmesidir.

Bursa’nın şehirlerarası ulaşımının ağırlığını maalesef karayolu çekmektedir. Bu nedenle ulaşım vasıtalarını çeşitlendirmek ve kentimizin çevre illerle ulaşımının planlanması ana hedef olmalıdır. Marmara Denizi’ne yaklaşık 100 km kıyısı bulunan ilimizin ulaşım adına Turizm ve Taşımacılık alanında denizinden yeteri kadar yararlanabilir hale getirilmesi sağlanmalıdır. Bu nedenle deniz ulaşımının oluşturulan Master plan ile bir bütünlük arz edilecek şekilde düşünülmesi ve işlevinin arttırılarak Bursa’nın hizmetine sunulması büyük önem arz etmektedir.  Bursa – İstanbul arasında kaldırılan arabalı deniz taşımacılığı henüz net bir çözüme kavuşmamıştır. Kış aylarında hava muhalefeti sebebiyle iptal edilen yolcu taşımacılığı bu alandaki sürekliliği azalttığı gibi deniz ulaşımını alternatif ulaşım yöntemi olmaktan da çıkarmaktadır. Geçmiş dönem sıkıntıları yeni dönemde çözüme kavuşturmak adına ilgili paydaşları harekete geçirecek çalışma ve kararlılığımızı sürdüreceğiz.

Bursa’da maalesef en önemli alternatif şekil olduğunu düşündüğümüz demir yolu ulaşımı bulunmamaktadır. Özellikle yük taşımacılığı açısından son derece önemli olan demir yolu ulaşımının Ulaşım Master Planı revizyonu yapılırken dikkate alınması gerektiği açıktır. Aynı zamanda 1/100.000 Çevre Düzeni Planı’na işlenecek revizyonlar ile kurulumu planlanan Lojistik Merkez, Lojistik Köy gibi oluşumların yine bu anayasa üzerinde alt planlarla çözüme kavuşması adına çalışmalar yapacağız. Kentimiz gerek ulusal gerekse uluslar arası demir yolu ağına en kısa sürede bağlanmalıdır. Planlanması ve temel atma töreninin üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen henüz net olarak ne zaman tamamlanacağı konusunda bilgi sahibi olmadığımız şehrimizin demiryolu bağlantısı için takibimize devam edeceğiz. Aynı zamanda Bursa – Gemlik Liman bağlantısı içinde kararlılığımızı sürdüreceğiz. Yine yapımı devam eden Bursa – Bandırma Demiryolu bağlantısı ile alakalı olarak yaşanan tecrübeler neticesinde geç kalmamak adına konuyu Kamuoyu nezdinde daima diri tutup, biran önce bitmesi yönünde karalılığımızı sürdüreceğiz.  Bursa’nın hak ettiği ulaştırma yatırımlarının biran önce şehrimize kazandırabilmek adına gerekli takip ve kamuoyu bilgilendirmesine devam edeceğiz.

Hava yolu ulaşımı ile ilgili problemlerimiz de hala devam etmektedir. Yenişehir Hava Alanı maalesef istenilen kapasitede kullanılmamakta, kentimizin ihtiyaçlarına cevap verememektedir. İlgili paydaşlar ve oluşturacağımız kamuoyu ile konuyu Ankara’da temsil hakkı olan milletvekilleri vasıtasıyla ülke gündeminde tartışılır hale getirerek, biran önce çözümü noktasında çalışmalara devam edeceğiz. Ülkemizdeki ekonomik gelişmeler paralelinde kamu eliyle yapımı üstlenilen yüksek hızlı tren çalışmalarının tamamlanması için gayret göstereceğiz. İstanbul-Ankara, İstanbul-İzmir güzergâhları arasında son derece önemli bir kavşak olan Bursa, bu konumunu artık gerektiği ölçüde ortaya koyacaktır.

2035 Ulaşım Master Plan revizyonu, 1/100.00 ölçekli Bursa İl Çevre Düzeni Planı birbirine tamamlayacak şekilde eş güdümlü yapılmalıdır. Bu doğrultuda kent içi ulaşımı etkileyecek önemli projelere kesinlikle başlanılmamalı, plan sonuçları beklenmelidir. Gerek akademik odalar gerekse yerel seçimler sonrası oluşacak yeni yönetimlerin önceliği 1/100.000 Çevre Düzeni Planı olmalıdır. Bu doğrultuda İMO Bursa Şubesi olarak bayrak taşıyıcı olacağız.

Bursa kent içinde alternatif yolların açılamaması, halkın ihtiyacına cevap verebilecek otoparkların hala yapılamaması, nitelikli otoparklar yerine mevcut yolların kullanım amacına aykırı olarak otopark şeklinde kullanması her geçen gün trafiğe katılan araç sayısının arttığı kentimizde öncelikle çözülmesi gereken problemlerin başında yer almaktadır. Aynı zamanda toplu ulaşımın daha rantabl, daha kaliteli ve ekonomik bir şekilde yaygınlaşması için geçmiş dönemlerden beri sürdürdüğümüz çalışmalara hız vereceğiz. 

3. 4. Kamu Yatırımlarının İzlenmesi

Kentimizde ihtiyacımız olan önemli sayıda kamu yatırımları devam etmektedir. Yatırımların yeteri kadar fizibilite çalışması yapılarak planlanması, en doğru ve isabetli yatırım yapılması açısından belirleyicidir. Bu doğrultuda gerekli çalışmaları yürütmek ve doğru zamanda, doğru planlamaya destek olabilmek için; “Kamu Yatırımları İzleme Komisyonu”nu kurarak, bütün gelişmelere katkı koymaya çalışacağız.

Kadim ve güzel kentimiz Bursa’yı yakından takip edeceğiz. Bursa’mızın menfaatine yapılacak tüm çalışmaları kendi meslek alanımızda desteklemeye aksi durumda stratejik önemi olan ve ülkemizin en verimli tarım alanlarının başında gelen ova alanlarının korunması ve gelecek nesillerimize güvenle aktarılabilmesi için elimizden gelen bütün gayreti sarf etmeye devam edeceğiz.

3. 5. Çevre

Bursa’nın bir sanayi şehri olması ve hala kontrolsüzce büyümeye devam eden sanayi yatırımları, yaşanan yoğun nüfus artışları, plansız şehirleşme; ortak olarak kullanmak zorunda olduğumuz aynı su, aynı hava ve aynı toprak üzerinde yoğun kirlilik baskısı oluşturmaktadır. Kirlenmiş çevreyi temizlemekle uğraşmak yerine, önleyici tedbirlerle temiz kalması sağlanmalıdır.

Son zamanlarda “Su Şehri Bursa’da” yaşadığımız su sorununu hepimiz yakinen hissettik, gerek yağış azlığı ve barajların doluluk oranları gerekse ihtiyaç olan suyun yeraltından desteklenmesi, bizlere yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının ne denli önemli olduğunu hissettirdi. Geçtiğimiz dönem sıkça yaptığımız bilgilendirmelerle gerekli kamuoyunu oluşturduğumuz düşünüyor olsak da mücadelemize hız vererek devam edeceğiz. Öncelikli hedefimiz; Çınarcık Barajı’nın devreye alınarak uzunca yıllar Bursa’nın su sorununu ortadan kaldırmak için kamuoyunu diri tutmak olacaktır.

Bugün Bursa’da arıtılmadan Nilüfer Çayı’na verilen kentsel ve endüstriyel atık sular Nilüfer Çayı’nı önemli ölçüde kirletmektedir. Aynı şekilde düzensiz katı atıklardan kaynaklanan sızıntı suları, tarımsal kaynaklı kirlilikler, araba yıkama suları da çok büyük bir kirliliğe neden olmaktadır. Bu kadar kirlenmiş bir suyla tarım yapılarak alınan mahsul halkımızın tüketimine sunulmaktadır.

Yine uzun zamandır Bursa gündeminde olan Uludağ Alan Başkanlığı konusunda halen birçok konunun soru işaretleri ile dolu olmasıyla beraber konunun tüm paydaşlarının dinlenmesi ve kararın tüm paydaşlarla beraber verilebilmesi için gerekli adımların atılmasına öncü ve destekleyici olacağız.

Kurulu olan ve kurulacak olan sanayi bölgelerinde arıtma tesisleri gerekli mühendislik hizmetleri alınarak günümüz teknolojilerine uygun şekilde işletme bedelleri düşürülerek hayata geçirilmeli, suyumuzun toprağımızın kirlenmesinin önüne geçilmelidir. Suyumuzu, toprağımızı kirletme bencilliğini gösteren her firma kapatmaya varan cezalarla cezalandırılmalıdır.

Ulaşımda toplu taşıma cazip hale getirilmeli, toplu taşıma araçları yenilenerek egzoz emisyonu düşük araçlara geçiş yapılmalı, yeşil dalga ve uygun sinyalizasyonlarla egzoz emisyon değerlerini azaltacak gerekli tedbirler alınmalı.

Vatandaşlar ısınmada kömür kullanımından ziyade doğalgaz kullanımı konusunda teşvik edilmeli, kalitesiz kömür satışları denetimlerle engellenmelidir.

Kentsel dönüşümde yıkım çalışmaları öncesinde, asbest sökümünün uygun şekilde yapıldığı belediyelerce denetlenmeli, havaya karışan olası asbestle ilgi gerekli ölçümler yapılarak bu geri dönüşü olmayacak kirlilikle ilgili proaktif çalışmalar yapılmalıdır.

Tarım alanlarının gerçek anlamda korunmaması, fonksiyonuna uygun olarak değerlendirilememesi geleceğimiz açısından ciddi sakıncalar doğurmaktadır. Kaçak yapılaşma riski ve tehdidi altında olan bölgeler büyük bir kararlılıkla ve mücadele ile korunmalı ve yeni kaçak yapılaşma bölgelerine yerel yönetimlerce göz yumulmamalıdır.

4. Mesleki Faaliyetler

4. 1. Eğitim Faaliyetleri

Düzenleyeceğimiz eğitimlerimizi üyelerimizden gelen talepler doğrultusunda inceleyerek, meslek hayatlarında bir adım öne gitmelerini sağlayacak şekilde organize etmeye gayret göstereceğiz. Bununla beraber çağa ayak uydurabilmek adına mesleki bilgisayar programlarının gerek öğrenimi gerekse ileri seviye kullanımı gibi eğitim programlarını düzenleyeceğiz.

Özellikle genç meslektaşlarımıza yönelik meslek içi branşlar konusunda bilgilendirme ve yönlendirme eğitimleri yapılacak olup, meslek dallarımızın daha iyi tanınmasını sağlayacağız Genç meslektaşlarımız ile tecrübeli meslektaşlarımızı bir araya getirilerek “Tecrübe Paylaşım Günleri” düzenleyeceğiz.

Düzenlenen eğitim, seminer ve benzeri toplantılardan meslektaşlarımızın en üst düzeyde faydalanması için toplantılarımızı aynı zamanda online olarak gerçekleştireceğiz.

 

Ayrıca inşaat sektöründe görev üstlenen usta, teknisyen ve teknikerlere yönelik eğitim ve belgelendirme çalışmaları yaparak, meslektaşlarımızın uygulamada karşılaştığı nitelikli eleman sıkıntısı gidermeye çalışacağız.

Hedefimiz meslektaşlarımızın mesleki bilgilerinin en üst düzeye çıkarılması ve çağımızın güncel uygulamalarının hayata en kısa sürede geçirilmesidir. Aynı zamanda eğitim faaliyetlerinin asıl amacı olarak gördüğümüz okul  (teorik) – iş (pratik) arası geçişindeki zaman diliminin kısaltarak genç meslektaşlarımızın hızlı ve bilinçli olarak sektöre geçiş yapmasını sağlamaktır.

4. 2. Sosyal Faaliyetler

Üyelerimize meslek hayatlarının yanı sıra sosyal hayatlarında da katkı sağlamanın birlik ve beraberlik duygusunu artıracağına, sorunların üstesinden daha güçlü bir şekilde gelmemizi sağlayacağına inancımız tamdır. Bu nedenle meslektaşlarımızın tanışmaları ve paylaşımlarını artırmaları adına uygun fırsatlar yaratmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.

Bu maksatla koro, futbol turnuvası, bowling turnuvası, satranç turnuvası vb. etkinlikler ile yurtiçi, yurt dışı turistik ve teknik geziler, doğa yürüyüşleri, tanışma ve dayanışma yemekleri organize edeceğiz. Bu tür sanatsal ve sosyal etkinlikleri temsilciklerimizin talepleri doğrultusunda  organize etmeyi hedeflemekteyiz.

4. 3. Basın-Yayın Faaliyetleri

Gerek üyelerimizin sorunları gerek kent ve ülke gündemi ile ilgili kamuoyu oluşturmak istediğimiz hususlarda, yazılı ve görsel medyayı kullanarak daha geniş kitlelere ulaşabilmek adına medyayla yakın ilişkiler kuracağız.

Gündemi yakinen takip ederek kentlerimiz için mesleğimizin dahil olduğu her kararda meslektaşlarımızın verdiği yetki ile katkı koyarak görüş bildireceğiz. Ayrıca odamızın sosyal medya hesaplarını ve internet sitesini aktif bir şekilde kullanacağız.

4. 4. Komisyonlar

Çalışma grubu kültürünün devamı olarak her biri alanında çok deneyimli isimlerden oluşan ve çok verimli çalışmalar sürdüreceğine inandığımız komisyonlarımızı oluşturacağız. Bu sayede gerek mesleki gerekse sosyal konularda sorunların tartışıldığı ve çözümlerin üretildiği komisyonlarımız hem mesleğimizin hem de meslektaşımızın gelişimi hususunda ayrıca halkımızın bilinçlendirilmesi noktasında görev alacaklardır. Aynı Komisyonların temsilciliklerde de oluşturulması için gerekli çalışmaları yapacağız.

Komisyonların bilgi, birikim ve şehrin ihtiyaçları doğrultusunda, işin profesyonelleri ve şehrin paydaşlarını aynı masa etrafında toplayarak, şehrimizin istek ve ihtiyaçlarına cevap vermeye gayret göstereceğiz. Paydaşlarla Sempozyum, Çalıştay, Söyleşi vb. etkinliklerin sürdürülebilir olmasına imkân sağlayacağız.

5. Mesleki, Hukuki ve Mali Danışmanlık

Meslektaşlarımız zaten oldukça özveri gerektiren mesleklerini icra ederken aldıkları çok ciddi sorumluluklar neticesinde birtakım hukuki ve mali problemlerle karşılaşmaktadır. Üyelerimizin bu sorunlarını çözüme kavuşturmak amacıyla hukuk müşavirliği hizmetimiz ile yanlarında olmaya devam edeceğiz. Üyelerimizin meslek hayatlarında karşılaştığı her türlü mesleki soruna uzman komisyonlarımızla destek sunacağız. Ayrıca aidatlarını düzenli ödeyen üyelerimize hayat sigortası yaptıracağız. Meslektaşlarımızı meslek hayatları boyunca yapabilecekleri hatalara karşı karşılaşabilecekleri maddi tazminat davalarından korumak adına mali mesuliyet sigortası yaptırmaları hususunda teşvik edeceğiz. Bu sigortanın işverenlerce çalışanlarına yaptırılması konusunda gerekli altyapı çalışmalarını yaparak zorunlu hale gelmesi için gayret göstereceğiz. 

6. İş Güvenliği Görev ve Sorumlulukları

Bilindiği üzere ülkemizde iş sağlığı ve güvenliğinde temel sorumluluk işverene verilmektedir. Ancak şantiyelerde bütün İş güvenliği önlemlerinin alınması, takibi, korunması ve sürekliliğinin sağlanması şantiye şefinin kontrol ve yetkisindedir. Dolayısıyla oluşabilecek her türlü kusur, kaza ve can kaybı gibi durumların sonucunda şantiye şefi, iş veren vekili sıfatıyla yasal olarak sorumludur.

Bu açıdan öncelikle yeni mezun meslektaşlarımız olmak üzere tüm üyelerimize iş sağlığı ve güvenliğinin önem ve hassasiyetini tüm yönleri ile anlatmayı amaç edineceğiz.

Müteahhitlerin kendi adlarına ve çalıştırdıkları şantiye şefi adına iş güvenliği  sigortası yaptırmaları hususunda  gerekli alt yapı çalışmalarını yaparak, meslektaşlarımızın olası iş kazaları sonucu ödemek durumunda kalabilecekleri tazminatlardan korumaya çalışacağız.

7. Akademik Odalarla İşbirliği

Kentimizde yaşanan sorunların tespit ve çözümüne yönelik TMMOB bünyesinde faaliyette bulunan diğer akademik odalarla iş birliği gerçekleştirerek, ortak çalışmalar sürdüreceğiz ve ihtiyaç duyulan konularda paneller düzenleyeceğiz.

Geleceği “ÇALIŞMA” ile inşa edelim

Scroll to Top